Çin

Çin neden Hong Kong’u İngiltere’ye kiraladı?

1842’den itibaren 135 yıl boyunca Britanya sömürgesi geçmişine sahip olan Hong Kong, 1 Temmuz 1997’de 99 yıllık kira sözleşmesi sona erdiğinde çoğu Çin kökenli ancak İngiliz ve dünyanın çeşitli halklarından sakinlerinin korku ve isteksizliğine rağmen Büyük Britanya’dan ayrılarak Çin Halk Cumhuriyeti’ne devredildi.

Siyasi Durum

Hong Kong Özel İdari Bölgesi, 1898 yılında İngiltere ve Çin arasında imzalanan anlaşma gereği ana karada yer alan Çin’in güney kıyılarında bulunan adalar gurubundan oluşmakta olup, İngiliz Koloniyel İdaresi altında merkezden atanan bir Vali aracılığıyla yönetilmekteydi. İngiltere ve Çin arasında yapılan uzun soluklu görüşmeler sonucu 1997 yılının 1 Temmuz tarihinde Hong Kong’un egemenliği Çin’e devredildi. Bununla birlikte antlaşmaya “Tek Ülke İki Ayrı İdari Sistem” esası çerçevesinde Hong Kong’un kendi yönetsel bağımsızlığını ve yapısını korumak ve yalnızca dışişleri ve savunma konularında doğrudan Çin’e bağlı olmak suretiyle en az 50 yıllık süreç boyunca ayrı bir ‘Özel Yönetim Bölgesi’ şeklinde yönetilmesi şartı konuldu. ‘Özel yönetim bölgesi’ ve ‘özerklik’ birbirinden farklı kavramlar olup, ilk statüdeki Hong Kong kendi para birimi olan Hong Kong Doları’na sahip iken, ikinci statüdeki Tibet, Uygur ve İç Moğolistan’da Çin Yuanı kullanılmaktadır.

Coğrafya

Güney Çin Denizi’nde en yüksek noktası 551 m ile Victoria Zirvesi olan, 426 kilometrekarelik dağlık bir alanı kapsayan Hong Kong’da nadir miktardaki düzlük denizin doldurulmasıyla elde edilmiştir. Sıcaklık ortalaması yazın 28 °C, kışın ise 15 °C olan Hong-Kong’da tropikal muson iklimi hakimdir ve yıllık ortalama yağış miktarı 2.159 milimetredir. Yaz aylarında çok büyük zararlar meydana getiren tayfunların görüldüğü Hong Kong bugün dünyanın en yoğun işgal edilen ve ekonomik olarak bağımsız bölgelerinden birisidir.

Hong Kong İngiliz mahallesi, 1899

Tarih

Hong Kong, MÖ 243’te, Savaşan Devletler döneminde ve Qin devletinin iktidarı büyümeye başlamasıyla ilk kez Çin egemenliğine girmiş, ardından 2000 yıl boyunca neredeyse sürekli Çin kontrolü altında kalmıştır. 1842’de İngiliz Kraliçesi Victoria’nın yayılmacı yönetimi altında Hong Kong, İngiliz Hong Kong’u olarak bilinir hale gelmiştir.

19. yüzyılda İngiltere’nin Çin çayına ilgisi büyük olmakla birlikte Qing Hanedanı İngilizlerin çay alışkanlığının bedelini gümüş veya altınla ödemesini talep ettiklerinde olumsuz cevap almışlardır. Açıkçası Kraliçe Victoria hükümeti, ülkenin altın veya gümüş rezervlerini çay satın almak için kullanmak istemiyordu bunun karşılığında bir başka İngiliz sömürgesi olan Hindistan’dan Çin’e afyon taşıyarak iki ürünü takas ettirmiştir. Çin hükümeti, yabancı bir gücün ülkesine büyük ölçüde uyuşturucu madde ithalatına itiraz etmiştir ki o dönemde Avrupa’da afyon narkotik maddeden çok bir çeşit ilaç olarak görülmekteydi. Bununla birlikte k Çin özellikle askeri güçlerinin bağımlılıklarından dolayı ciddi bir afyon krizi yaşıyordu. İngiltere’de William Ewart Gladstone (1809-1898) gibi politikacılar durumu doğru tahlil edip yönetimi uyarmışsa da gelecekte ABD başkanı Franklin Delano Roosevelt’in (1882-1945) dedesi olan Warren Delano (1809-1898) gibi büyük servet sahibi afyon tüccarları bu politikayı desteklemekteydi. Qing hükümeti afyon ithalatının yasaklanmasına rağmen İngiliz tüccarlar afyon kaçakçılığına başvurmuş ancak 1839’da Çinli yetkililer her biri 140 kilo narkotik ilaç içeren 20.000 balya afyonu yok ettiğinde iki ülke arasında savaş kaçınılma olmuştur.

21 Temmuz 1842’de Chin-Kiang-Foo’ya (Zhenjiang) saldırısı Manchu hükümetinin yenilgisinde etkili olmuştur (Askeri ressam Richard Simkin’in (1840–1926) suluboya resmi)

Afyon Savaşları

1839’dan 1842’ye kadar süren Birinci Afyon Savaşı sırasında İngiltere Çin anakarasını işgal etmiş bu sırada 25 Ocak 1841’den itibaren Hong Kong adasını askeri üs olarak kullanmıştır. Çin savaşı kaybettiğinde imzalanan Nanking Antlaşması’nda Hong Kong’u İngiltere’ye bırakmak zorunda kalmıştı. Bununla birlikte Nanking Antlaşması afyon ticaret anlaşmazlığını çözmeyince İkinci Afyon Savaşı çıkmış sonunda İngilizler, Kowloon Yarımadası’nın ve Stonecutters Adası’nın (Ngong Shuen Chau) güney bölümünü satın aldığı 18 Ekim 1860’ta onaylanan ilk Pekin Konvansiyonu gerçekleşmiştir. 9 Haziran 1898’de İngilizler, Kowloon ve “Yeni Bölgeler” için Çinlilerle bir antlaşma imzalayarak, Çin-Japon Savaşı sonrasında zayıf düşen Çinliler, Hong Kong’un mülkiyetini vermemek için direnirken adayı 99 yıllığına kiralamayı kabul etmişlerdir. Sözün özü 9 Haziran 1898’de, Kraliçe Victoria yönetimindeki İngiliz imparatorluğu, Çin’in İngiliz çay ve afyon ticareti üzerine savaştığı bir dizi savaşı kaybettikten sonra Hong Kong’un kullanımı için 99 yıllık bir kira sözleşmesi imzalamak zorunda kalmıştır.

Modern Çağ

20.yüzyılın ilk yarısında İngiltere, Hong Kong’u Çin’e bırakmayı düşündü çünkü ada artık İngiltere için önemli değildi. Bununla birlikte 1941’de Japonya Hong Kong’u ele geçirdiğinde adaların strateji ve prestij açısından önemi artmıştır. ABD Başkanı Franklin Roosevelt, İngiltere Başbakanı Winston Churchill’e (1874-1965) adayı savaşa verdiği destek için bir imtiyaz olarak Çin’e geri vermesi için baskı yaptıysa da Churchill reddetmiştir. II. Dünya Savaşı’nın sonunda, İngiltere Hong Kong’u kontrol etmeye devam ederken Amerikalılar adayı Çin’e geri vermesi için İngiltere’ye baskı yapmaya devam etmişlerdir. Mao Zedong (1893–1976) liderliğindeki Halk Kurtuluş Ordusu 1949’da Çin’i ele geçirdiğinde ve sonrasında başlayan Kore Savaşı sırasında Hong Kong Batı dünyası için ideal casusluk alanı olduğundan önemi artmış, ABD dahi artık adanın statüsünün değişmesini istememiştir.

19 Aralık 1984’te, Britanya Başbakanı Margaret Thatcher (1925-2013) ve Çin Başbakanı Zhao Ziyang 1919-2005), bu sözleşmenin sona ermesi için temel bir plan üzerinde anlaştılar, böylece Hong Kong, kiralama bittikten sonra 50 yıl boyunca -2047 yılına dek- ayrı bir gümrük bölgesi bulunan serbest bir liman olarak kalacak ve serbest döviz piyasasını sürdürecek yarı özerk bir bölge olarak kalacaktı. Kira kontratı 1 Temmuz 1997’de sona erdiyse de o günden bu yana Hong Kong işlevsel olarak Çin anakarasından ayrı kalmasına rağmen, anakarada yasaklanan kapitalizmi ve siyasi özgürlükleri uygulamaya devam eden Hong Kong nüfusu ile Çin Halk Cumhuriyeti arasındaki gerilimler devam etmiştir. 2004’ten bu yana yaşanan olaylar – özellikle 2019 yazında – Çin Hong Kong’un tam bir siyasi özgürlük elde etmesine izin vermek konusunda istekli değildir.